Dijital Kirliliğe Karşı İletişimin Sihrini Yakalama Önerileri

ECEHAN ERSÖZ

marieclaire.com.tr’de yayınlanmıştır. Her hakkı saklıdır.

Dijital Obeziteye Nasıl Esir Olduk?

Sosyal medyada takip ettiğimiz paylaşımlar, whatsapp gruplarından gelen mesajlar, Facebook ve diğer uygulamaların bildirimleri beynimize yağmur gibi yağarken bu durum günlük aktivitelerimizi ister istemez kesintiye uğratmakta.

Son yıllarda en çok öne çıkan sorunların başında sosyal medya ve whatsapp gibi çeşitli iletişim grupları kanalıyla hayatımızın tıka basa paylaşımlar ile dolması! Bu durum en az fiziksel obezite kadar tehlikeli ‘Dijital Obezite’ kavramını ortaya çıkarıyor.

Bu sebeple dikkati sürdürmek, hayat amacımıza uygun akışta kalmak ve odaklanmak giderek zorlaşıyor.

Bu durumu İletişim Teknolojisi Uzmanı Herbert Marshall McLuhan ‘Önce biz araçlarımıza şekil veriyoruz, sonra araçlarımız bize şekil veriyor’ sözüyle vurgulamıştır.

marshall mcluhan

Teknolojinin hayatımızda amaç değil araç olarak kalmasını istiyorsak bize sağladığı avantajların yanında dezavantajlarının da farkında olmamız ve kendimizi buna göre adapte etmemiz gerekiyor.

Çünkü son zamanlarda yapılan araştırmalar, teknoloji kullanımı ile bizi biz yapan empati kurma, iletişim ve dikkat gibi unsurların belirgin ölçüde azaldığını ortaya koyuyor.

Bu durumun sonucu olarak görülen yaln?zla?ma, konsantrasyon eksikli?i ve zaman yönetimi konularına da Dünya Ekonomik Forumu 2019′ da da önemli yer verildi.

Bu sebeple Dijital Dünya’nın faydalarından yararlanırken gerçek dünyamızın güzelliklerini yaşamak, kişisel vizyon ve misyonumuzu gerçekleştirmek için kendimizi merkezde tutma gerekliliğinin farkında olmak ve bu durumu sürdürülebilir kılmak için bir yöntem izlememiz oldukça büyük önem arz ediyor.

Western Ontario Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre ise beynimiz verilen uyarıları zaman içerisinde daha fazla oranda istiyor. Eskiden televizyonda bir film izlemek ile yetinirken şimdi eş zamanlı olarak telefonumuzdan instagramımızı veya da whatsapp mesajlarını kontrol etmek istiyoruz.

Bu bilgiye ve ekrana ‘aşırı maruz kalma’ durumunu en uygun şekilde yönetmek için önerilerim.

#1 Hayatımızın iplerini kendi elimizde tutmalıyız.

#2 Kişisel vizyon ve misyonumuz doğrultusunda hedeflerimizi asgari kesintiye uğratarak gerçekleştirmeliyiz 

#3 İçinde bulunduğumuz kıymetli anı en verimli şekilde yaşamalıyız, 

#4 Ne istediğimizi bilmeden girdiğimiz yaşam döngülerinden kurtulmalı yani akışta kalmalıyız

#5 Şehir hayatının stresi ve sosyal medyanın dikkat dağıtıcı etkisine karşın, sosyal hayata, ve yaşam amacına odaklanmalıyız. Robotlaşan insan yaşamlarının aksine, var oluş nedenimizi keşfetmeliyiz,

#6 Arkadaş ve ailemizle daha çok sohbet etmeli ve empatiyi önemsemeliyiz, 

#7 Hayatımızda iş-yaşam dengesini kurmalıyız. Kendimize daha fazla alan yaratmalı, var olma sebebimize ve önceliklerimize odaklanmalıyız,

Kısaca kendi yaşamımızın sanatkarı olmalıyız!        

İlgili Konular