Işınlanmaya Yaklaşıyor muyuz?

Işınlanma insanlık tarihinin en ilgi çeken konuları arasında yer alıyor. Geçtiğimiz günlerde Mark Zuckerberg yaptığı bir konuşmada gelecek 10 yıl içinde ışınlanmanın bulunabileceğini söylemesi konuya meraklılar için heyecan yarattı. Işınlanma veya tele portasyon, bir kişinin bedeninin veya bir eşyanın bulunduğu mekânda yok edilip, bir anda başka bir mekânda ortaya çıkarılabileceği düşüncesine verilen addır. Teknoloji sayesinde birçok konuda oldukça hızlı ilerleme kaydettiğimizi göz önüne alacak olursak, Mark Zuckerberg’in ışınlanma vizyonuna da kendimizi hazırlamalıyız diye düşünüyorum. Bir yandan farklı kesimlerde bunun gerçek olup olamayacağı tartışmaları sürerken, diğer yanda ise teknolojik çalışmalar hız kesmeden devam ediyor.

Bu konu ile ilgili teknolojiler arasında kuantum, sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik, yapay zeka ve 3 boyutlu hologram teknolojileri yer alıyor. Fiziksel olarak transferden önce ise imaj olarak görüntü aktarımında verimlilik ve hız anlamında yaşanan gelişmeler konunun gelişimine ivme kazandırma anlamında oldukça önemli. O yüzden şimdi 3 boyutlu hologram konusunda yapay zekanın katkı sağladığı son gelişmelere bir göz atalım.

Dijitalleşme ile öne çıkan teknolojiler arasında hologram teknolojisi yer alıyor. Hologram kelimesi Yunanca “Holos” (Tam Görüntü) ve “Gram” (Yazılı) kelimelerinin birleşiminden oluşur. Hologramı, orijinal objenin üç boyutlu gerçek kaydı yani üç boyutlu lazer fotoğrafı olarak tanımlanan, lazer ışın dalgalarının pozitif karışımı ile oluşan üç boyutlu kayıt olarak tanımlarız. Bu sayede dalga sınırının yeniden yapılanması sağlanır. Bu işlem; 3 boyutlu görsel bilginin lazer teknolojisiyle kaydedilmesi, depolanması ve hareket efektinin kazandırılarak çok boyutlu ortama aktarılması sonucu elde edilir.

3 boyutlu görüntü elde etmede kullanılan bir diğer yöntem ise bildiğimiz gibi sanal gerçeklik. Farklı alanlarda uygulamaların arttığı sanal gerçeklik teknolojilerinde 2 boyutlu bir ekrana bakarken 3 boyut yanılsaması yaşanıyor. Hologram uygulamalarında ise perspektif izleyen kişinin konumuna göre değiştiğinden gözün odak derinliği ön plana ve arka plana dönüşümlü olarak odaklanabiliyor. Bu teknolojinin geliştirilmesine yönelik çalışmalar ise dijital dünyanın gereklilikleri doğrultusunda yeniden şekilleniyor. Sırada bu konuya ivme kazandırmak üzere geliştirilen yöntem var.

Yapay Sinir Ağı Yöntemi Tasarlandı

ABD’deki Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) araştırmacıları ,“Derin öğrenme” kullanımı ile Tensör Holografisi (Tensor Hologram) adını verdikleri yeni bir yöntem ile gerçek zamanlı hologram oluşturma yolunu bulduklarını açıkladılar. Bu yöntemin kullanılması ile 3D hologram üretiminde cep telefonları da kullanılabilecek.

Araştırmacılar tarafından uzunca bir süredir bilgisayar tarafından üretilen hologramlar yapma çalışmaları sürüyordu. Bu çalışmalarda istenen sonuçların elde edilememesinin sebebi ise gerçek zamanlı 3 boyutlu holografi hesaplamalarında yaşanan sürecin zaman alıcı ve gerçeklikten uzak sonuçlar vermesiydi.  

yapay sinir ağları

MIT araştırmacıları son gelişmeyle birlikte, hologramları verimli bir şekilde ve neredeyse anında üretmenin yeni bir yolunu geliştirdiklerini, yapay zekanın derin öğrenme alanına dayalı yöntem ile keşfettiler.

Güncel çalışmanın temelinde insanın görsel bilgiyi işleme sürecinden yola çıkılarak yapay sinir ağları konusunda eğitilebilir bir tensör zinciri kullanan “konvolüsyonel sinir ağı” (CNN-Convolutional Neural Network) tasarlandı. Yapay Zeka çalışmalarında yapay sinir ağlarını eğitmede büyük, yüksek kaliteli bir veri kümesi gerekir. Araştırma ekibi bu yeni yöntemin denenmesi için gerekli veri için oluşturulan veri tabanında bilgisayar tarafından oluşturulan 4.000 çift görüntüyü kullandı. Her görüntü çifti bir resme karşılık gelen hologram ile eşleşti. Tensör ağı, her bir görüntü çiftinden öğrenerek, kendi hesaplamalarının parametrelerini değiştirdi ve hologram oluşturma yeteneğini art arda arttırdı. 

Hologramlar gelecekte birçok iş alanındaki eğitim, tasarım ve görselleştirme olanaklarını ciddi biçimde geliştirebilecek potansiyele sahip bulunuyor. Tasarım aşamasındaki ürünleri 3 boyutlu inceleyebilme, detaylara yakınlaşarak bakabilme, üzerinde düzenlemeler yapabilme potansiyeli bu teknolojinin kullanımını önemli oranda ileri taşıyacaktır. Pazarlama boyutuna baktığımızda ise 3 boyutlu hologramlar ile etkileşimler sayesinde müşterileri etkileyerek deneysel satış taktikleri geliştirilmesine hatta e-ticarete farklı katkılar sağlayabilir. Daha ileri boyutta ise yeni araştırmalarla elde edilecek sonuçların ışınlanma konusuna nasıl katkılar sağlayacağını merakla beklemeye devam ediyoruz.

İlgili Konular